Gül fidanı nerede yetişirse yetişsin gül fidanıdır.     
                                       RUMİ                                            

                                                                                               

                                                                    

                         



Yağan yağmur sessizliğe bürünmüş caddeleri yıkarken ve sonbahar rüzgarı sivri çatılı evlerin arasında ıslık çalarak eserken gururlar, umutlar ve kaygılar içeride istirahate çekilmişti. Geçen günün birinde arkadaşımla cafede oturmanın ertesinde eve dönüşte yağmur şiddetini arttırdı, telaşsızdım, ağır adımlarla yürüyordum ışıklara. Işıkların orada çiçekçinin camekanında sarı laleleri gördüm.


Tek buket kalmıştı, anneciğime alma niyeti miydi yoksa kendimi teselli etmenin bir çaresi miydi bilmiyorum. Uğultulu rüzgarda bütün ümitsizliklerin içinde evin yolunu tuttum. 

 Anlatılamayanların kırgınlığı bir kez daha geliyordu arkamdan, yoluna çıktığım hayalin yeniden yıkıldığı bir an..Ama sonuç ne olursa olsun, tüm endişelerime ya da kırgınlıklarıma karşın, her zaman olduğu gibi, tanımlanması ilk anda kolay olmayan bir takım seçeneklerin arayışına çıkmıştım, bunu şimdi çok iyi anlayabiliyor, daha da önemlisi söyleyebiliyorum.

Yabancısı olmadığım bir dönemece giriyorum, aşinayım. Tanıdığım yalnızlıklar ve kırgınlıklar biriktiriyorum gecelerde. Düşünüyorum. Sürekli. Hayatlarımızın genellikle kalın pamuksu bir pus tarafından gizlenen çok boyutluluğunu fark ediyorum, üstte olduğu kadar altta da, sağda ve solda ve ortada olduğu gibi; benim sadece inanmaya ihtiyacım var.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KOLEKTİF KAYGILARIN UZAĞINDA, YAZ