4 Mart 2023 Cumartesi

KOLEKTİF KAYGILARIN UZAĞINDA, YAZ

annemin görmediği ama hissettiği, anlatılanlardan tanıdığı, sevdiği babasını sevgili dedemin mezarlığını arayışımızın günüydü bu fotoğrafı çektiğim gün, mezarlığın uzağındaki ağaç heybetiyle oradaydı, uzaktan beni büyüleyen ağaç, arayışın saflığı ve özlemi gözlerimi doldururken orada duruyordu. dalgın, düşünceli köyün yokuşunu iniyorduk annem, babam ve ben, seneler sonra köye gidişimin mutluluğu içimde coşup taşıyordu, parlak deniz, bol virajlı yollar..her arazide güneş gibi parıldayan gündöndü tarlaları, o günlerdeki mutluluğumu düşününce tekrardan mutlu oluyorum bunun nedenini düşünüyorum kendimi oraya ait hissediyorum, bütün sevinçlerim köşeye saklanmış o zaman ortaya çıkmış gibi kaygısız ve binbir neşeyle doluydum. sonra yazarın şu sesini duyuyorum '' uzaklaşmak iyi gelirdi insana'' hakikatte buna inanıyordum. 
kendime değiyordum bu şehirde, hiçbir düşünce ve kolektif kaygılar yoktu zihnimde. peyami safa'nın söylediği gibi '' şu her birinde bizden bir parça yaşanmış evler, şu her taşı ve ağacıyla bizim olan, biz olan şehir, gök, memleket '' öylece durur evin bahçesinde oturur ve günün batmasını izlerdim, camiden okunan ezan içimi huzurla doldururdu, yüreğime ferahlık getirirdi. memleketim sarardı beni kollarıyla. 

 annemin köyünden dönüş yolunda telefon hafızasını doldurduğum kadar kendi hafızamı da doldurmuştum. sabah ezanından önce kalkıyor camiye yuva yapan leylekleri seyrediyordum, tam bir seyirdi benim için. okuduğum roman betimlemelerinden daha güzeldi, sahiciydi, gözümün önündeydi, o güzel unutamadığım kokuyu ciğerlerime dolduruyordum. bahar yağmurlarıyla ıslanmış topraklarda güneşin toprağı ısıtmasıyla birlikte açan kıpkırmızı gelinciklere dokunuyor, bahçede büyüyen papatyaları kokluyordum. masamda oturmuş bunları yazarken tekrardan oradaydım.